Olmayan Erdoğan’ı Suçluyorlar!
Halkın Sesi
Bu ülke yıllardır terörle mücadele ediyor. Binlerce şehit, yüz binlerce yetim, parçalanmış aileler, yıkılmış hayatlar… Şimdi kalkmış, ülkenin güvenliğini sağlamak için gece gündüz çalışan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, bu acıların mimarı gibi göstermeye çalışıyorlar. Ne yazık ki hafızası silinen, tarihi unutan bir toplum yaratmaya çalışanların çabası da buna hizmet ediyor.
Ama bazı şeyler unutulmaz. Unutturulamaz. Çünkü milletin hafızası her zaman arşivdir.
Bugün “PKK” deyip Erdoğan’ı işaret edenler, geçmişte bu yapının nasıl ortaya çıktığını görmezden geliyor. Oysa biz biliyoruz. Tarih biliyor. Arşiv biliyor.
PKK’nın ilk kıvılcımı 1974’te Ankara Tuzluçayır’da çakıldı. Dönemin başbakanı kimdi? Bülent Ecevit. 1978’de Diyarbakır’ın Fis köyünde PKK resmen kurulduğunda da yine aynı isim başbakandı. Tesadüf mü?
PKK’yı kuran 22 kişiden 10’u Türk’tü. Ve evet, büyük çoğunluğu CHP’ye yakın duran, komünist ideolojiden beslenen kişilerdi.
Ardından 1991 yılı geldi. Bugünlerde “barış güvercini” gibi konuşanların geçmişiyle yüzleşmeye var mısınız? PKK’yı Meclis’e sokan yapı CHP’nin devamı olan SHP değil miydi? Bugün “terörle mücadele” diyerek nutuk atanlar, dün teröristlerle omuz omuza fotoğraf vermediler mi?
Biraz daha geriye gidelim…
PKK’nın ilk kanlı eylemini yapan Mahsun Korkmaz adına Diyarbakır Lice’de heykel dikenlerin kim olduğuna bir bakalım. Ya da Malatyalı canlı bomba Zeynep Kınacı’nın Tunceli’de heykelini diken belediyenin hangi partiden olduğunu hatırlayalım.
Sahi, 1993 yılında Bingöl’de otobüslerden indirilip kahpece şehit edilen 33 silahsız askerimiz için ağzını açmayan kimdi?
Ecevit’in 2000 yılında çıkardığı Rahşan Affı, yalnızca Öcalan’ı değil, binlerce PKK’lıyı ve sol terör örgütü mensubunu da salıvermedi mi? O affın bedelini bu millet yeniden canıyla, kanıyla ödemedi mi?
Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, olmayanla suçlayanlar; o günlerde bu yapılanlara ya ortaktılar ya da sessizdiler.
Erdoğan o zamanlar nerede miydi? Siyasetin dışında, halkın içinde, milletin vicdanındaydı. Terörle mücadelede adı yoktu ama elleri tertemizdi. Şimdi aynı Erdoğan, Türkiye’nin güvenliği için sınır ötesi operasyonlar yürütüyor, Kandil’in kalbine operasyonlar yapıyor, dağları teröristlerden temizliyor. Ama ne acıdır ki, bu başarıya gölge düşürmeye çalışanlar yine aynı merkezden konuşuyor.
Dün başörtüsünü meclisten atanlar, bugün HDP’li vekilleri demokrasi adına savunuyor. Dün teröriste “bağımsızlık savaşçısı” diyenler, bugün Erdoğan’a “otoriter” diyor. Bu çelişkinin adı yalnızca siyasi değil, aynı zamanda ahlaki bir bozulmadır.
Ve şimdi, geçmişin suçlarını bugünün iktidarına yıkmaya çalışıyorlar. Suçlarının üstünü örtmek için Erdoğan’a hedef gösterenlere soruyorum:
Bu kadar kirli işlerin olduğu dönemlerde Erdoğan var mıydı? Yoktu.
Bugün var. Çünkü millet onu seçti. Çünkü bu millet onun elinin temiz olduğuna, kalbinin samimiyetine ve niyetinin millet için olduğuna inanıyor.
Dün CHP neyse bugün de aynı. İsimler değişti, yöntemler makyajlandı ama zihniyet aynı kaldı. Terörle mücadelede net, milletin yanında saf tutan bir irade karşısında geçmişin izlerini silmeye çalışanlar boşuna uğraşıyor.
CHP’liler… Kendi tarihinizle yüzleşmekten neden bu kadar korkuyorsunuz?
Bugün sosyal medyada, ekranlarda Erdoğan’ı eleştirerek kendinizi aklayamazsınız. Geçmişiniz arşivde duruyor, vicdanlarda yankılanıyor. Artık geçmişinizi inkâr ederek değil, hatalarınızla yüzleşerek ilerlemeyi deneyin.
Bir lider bulun. Gerçek bir lider. Sadece Erdoğan’ı kıskanmakla kalmayın. Onun kadar milletine güven veren bir siyaset dili kurun.
Aksi halde dün ne iseniz, yarın da aynı olacaksınız. Ve her dönem, sizin unutturmaya çalıştığınız gerçeği milletin önüne koyacak bir “Halkın Sesi” mutlaka çıkacaktır.
Saygılarımla,
Halkın Sesi