Mehmet Açık yazdı
Zaman ve mekân…
İnsana bahşedilen en büyük iki sorumluluk… Zamanı hoyratça tüketmeden, mekâna yabancılaşmadan yaşamak. İkisi de bize emanettir. Ve insan, kendisine emanet edilen şeyin hesabını verir bir gün.
Zamanı israf eden, hayatı israf eder. Mekâna ihanet eden, köklerinden kopar. Oysa insan, bu topraklarda bir iz, bu çağda bir söz bırakmakla mükelleftir. Emaneti taşımak demek; iz bırakmak, söz söylemek, doğru yerde doğru duruşu göstermek demektir. Ve bütün bunların adı aslında özgürlüktür. Ruhun hür, düşüncenin berrak, kalbin sağlam olduğu bir özgürlük…
Biz hiçbir zaman rüzgârın yönüne göre pozisyon alanlardan olmadık.
Bakmadık sağımıza solumuza, kim ne der diye tereddüt etmedik.
Bugün de buradayız, yarın da burada olacağız. Çünkü biz; günübirlik çıkarların, menfaat hesaplarının değil, bir sevdanın çocuklarıyız.
Evet, bir sevdamız var…
Bu sevda; rengi bayrak, sesi ezan, dili kardeşlik olan bir sevda.
Bu sevda; ülkemiz için, milletimiz için ve insanlık için gönüllü olmaktır.
Geriye çekilmeden, eğilmeden, yamulmadan yürümektir.
O halde şunu bil:
Karşımıza çıkan her sarp kayalık bir imtihandır.
Ama unutma; yufka yürekle, ince hesapla, kırılgan duygularla bu yollar aşılmaz.
Bu dava, kararlılık ister, cesaret ister, yürek ister.
Ve bu milletin mayasında o yürek var!
Bu milletin çocukları, dağları eriten cennet ırmaklarını yüreklerinde taşır.
Korkma!
Çünkü korkunun hüküm sürdüğü yerde inanç yeşermez.
Yılma!
Çünkü yılgınlık, köhnemiş düzenin aradığı ilk zayıflıktır.
Kırılma!
Çünkü kırgınlık, direnişi bitirir.
İncinme!
Çünkü incinmek, seni davandan uzaklaştırmasın.
Sen sadece inan!
İnan ki bu yolda yalnız değilsin.
Ve de ki her şartta, her zeminde, her fırtınada:
“ÖNCE ÜLKEM, ÖNCE VATAN!”
Sağına soluna bakma.
Bakma makam, koltuk, itibar uğruna ilkesini satanlara.
Bakma perde arkasında kalanlara, seyredenlere.
Bakma idare-i maslahatçılara, bugün öyle yarın böyle dönenlere.
Bakma mevkisi uğruna eğilen, dökülen, sessiz kalanlara.
Çünkü onlar; adalet karşısında susanlardır,
Vicdan karşısında konuşamayanlardır,
Hakikat karşısında gözünü kapayanlardır.
Ve unutma, sessizlik çoğu zaman en ağır ihanettir!
Sen onlarla oyalanma!
Şöhretin çukuruna düşenlerle, parıltılı hayatlara esir olanlarla vakit harcama!
Senin yüreğin başka…
Senin omzunda başka bir yük, kalbinde başka bir sevda var!
Davanı terk etme!
İdeallerine sahip çık!
Bedeli ne olursa olsun, doğruda dur, doğruyu söyle!
Başına ne gelirse gelsin, yaşadığın toprağa, suyunu içtiğin vatanına samimi ol!
Çünkü samimiyet, her şeyin mayasıdır.
Sakın unutma:
Bu topraklar, sıradan insanlar yetiştirmez!
Bu topraklar, tarihe yön vermiş bir milletin evidir.
Yürek taşıyanlar, bu evi korumaya talip olanlardır.
O yüzden de:
İlla Vatan!
İlla Bağımsızlık! diyeceksin.
Yürü…
Yolun uzun, yükün ağır, ama heybende umudun var.
Heybene insan biriktir, kardeşlik biriktir, vicdan biriktir.
Çünkü bir ülkeyi geleceğe taşıyacak olanlar; servet biriktirenler değil, vicdan taşıyanlardır.
Yarın, hep genç kalacak.
Çünkü bu milletin ruhu gençtir.
Ve sen ne kadar inançla yürürsen, bu ülke o kadar genç kalacak.
Türkiye, hep genç olacak!
Mehmet Açık
