Ağaç Kabuğu mu Yiyelim
Yazan: Mehmet Açık
Bugün içimde bir sızı, yüreğimde yılların biriktirdiği bir sitem var. Duyun bu sesi… Çünkü bu sadece benim değil, bu camianın içinde ömrünü tüketmiş, mürekkep yutmuş, emek vermiş ama görmezden gelinmiş nice gazetecinin sesidir.
Mersin’de yıllardır gazetecilik yapan, kendi imkânlarıyla bir haber sitesi kurmuş, halkın sesi olmuş, objektifini halk için çevirmiş Ali Gültekin gibi bir ismin mağduriyetini görmeyenler, duymayanlar; şimdi hangi vicdanla “basın bizim için kıymetlidir” diyebilir?
Bu şehirde belediye başkanları var, sanayi ve ticaret odaları var, odalar, dernekler, protokol üyeleri var… Ama gazeteciler yok! Daha doğrusu gazeteciler sadece işlerine geldiğinde hatırlanıyor. Geri kalan zamanlarda ise adeta yok hükmündeler.
Ben yıllardır basın camiasının içindeyim. Ne törene eksik kaldım, ne bildiriden, ne haberdar eden oldum. Her bayramda bir özerk kurumun basın birimi yetkilisi beni unutmaz, destek için kurum ilanını gönderir. Sağ olsun. Ama iş bir sivil toplum kuruluşunun basın yetkilisine “Bayram ilanı veriyor musunuz?” demeye gelince, cevaben sadece “Basın İlan Kurumu’na verdik” deniyor.
İyi, güzel… Ama biz zaten Basın İlan Kurumu’nun kriterlerini karşılayamadığımız için sizden rica ediyoruz. Sizden destek istiyoruz. Eğer karşılayabilsek, size zaten ihtiyacımız olmazdı. Bu cevap, bir gerçeği yüzümüze vuruyor: Görünmeziz!
Şimdi soruyorum: Biz ölelim mi? Sert mi geldi? Öyleyse şöyle diyeyim: Ağaç kabuğu mu yiyelim?
Gazetecilik bir meslek değil, bir yaşam biçimidir. Ali Gültekin gibi nice gazeteci bu şehirde kendi imkânlarıyla ayakta durmaya çalışıyor. Haberini kendi yazıyor, fotoğrafını kendi çekiyor, sitesini kendi yönetiyor. Ama ne bir destek var, ne bir dayanışma eli…
Mersin gibi kadim bir şehirde basın emekçileri bu kadar sahipsizse, konuşacak başka bir şey kalmamıştır.
Bayram mesajları yayımlayanlar, çiçek gönderenler, sosyal medyada “kıymetli basın mensuplarımız” diye başlayan cümleler kuranlar… Samimiyseniz, önce gerçekten görün bizi. Samimiyseniz, önce gerçekten destek olun.
Aksi halde, bu camiada yıllarını vermiş gazetecilerin kaderi ne yazık ki üç kelimeyle özetlenir: Ağaç kabuğu yesinler.
İyi bayramlar Mersin. Ama en çok da unutulmuş gazetecilere iyi bayramlar…