Mehmet Açık
Hayat… Göz açıp kapayıncaya dek geçip giden bir nehir misali. Hep daha fazlasını isterken, elimizdekilerin kıymetini çoğu zaman fark edemeden akıp gidiyor. Çinli düşünür Lin Yutang’ın sözleri, bu çağın telaşına karşı, insanın içini sükûnetle dolduran bir duruşu hatırlatıyor:
“Yaşayacak fazla yılın kalmadı ve ayrıldığında yanına hiçbir şey götüremeyeceksin.”
Modern dünyanın hızında kaybolmuş insanlık için ne sade, ne gerçek bir ifade bu. Hepimiz ya daha çok çalışmak ya daha fazlasını kazanmak ya da geleceği garanti altına almak için yaşadığımızı sanıyoruz. Oysa ne zaman durup düşünsek, hayatın gerçekten ne kadar kısa olduğunu fark ediyoruz.
Lin Yutang bize diyor ki: Tutumlu ol, ama refahını feda etme. Paranı harca, yaşamanın tadını çıkar, sevdiklerine ver. Çünkü bu dünyadan ayrıldığında yanına yalnızca yaşadığın anılar ve bıraktığın iz kalacak. Ne mallar, ne övgüler, ne de mezar taşına yazılan sözler… Gözlerini kapattığında, hepsi anlamsızlaşacak.
Gerçek Zenginlik Anın İçinde Saklıdır
Bugün sahip olduklarınla ne yapıyorsun? Varlığın, çaban ve biriktirdiklerin sana mutluluk veriyor mu? Yoksa sadece bir gün “rahat ederim” diye ertelediğin hayallerin mi var? Zaman, bir nehir gibi aktığında, ona aynı yerden bir daha dokunamazsın. Yaşayabileceğin en doğru zaman şu an. Geçmiş geçmişte kaldı, gelecekse belirsizliğini koruyor. Ama bugünün kıymeti, geri dönmeyen bir hazine gibi avuçlarımızda.
Yutang şöyle diyor: “Bin hektar pirinç tarlanız da olsa, günde sadece yarım kâse tüketebilirsiniz. Binlerce odalı eviniz olsa bile, gece yalnızca 8 metrekareye ihtiyaç duyarsınız.”
Ne kadar doğru… Sahip olmak değil, anlamlı kullanmak önemli olan. Sadece ihtiyacın kadar, sadece sevdiğin kadar yaşa.
Çocuklara Değil, Hayata Yatırım Yap
Yaş aldıkça, çocuklarımızı düşünmek doğal. Ama filozofun dediği gibi, onlar kendi yolunu bulacak. Endişeler yerine güven, korkular yerine sevgiyle yaklaş. Onlar senden çok, senin iç huzuruna ihtiyaç duyarlar. Onlara bırakacağın en büyük miras bir servet değil; huzurlu, sevgi dolu bir yaşamın örneğidir.
Ve torunlar… Hayatın ikinci baharıdır. Onları sev, onlarla oyna, zaman geçir. Zaman, onları büyütürken seni de gençleştirir.
Hayat Mücadele Değil, Anlam Arayışıdır
Sabah uyandığında kendine şu soruyu sormalısın: “Bugün huzurlu bir gün geçirmek için neye ihtiyacım var?” Kin tutmadan, hesap yapmadan, sadece bir gün daha keyifle yaşamak için. Karakterini geliştir, bedenini koru, ruhunu besle. Sağlığını parayla değil, zamanında farkındalıkla satın alırsın.
Mutluluğun olmadığı bir gün, boşa geçmiş bir gündür. Çünkü ruhun neşesiz kaldığında, bedenin de onu takip eder. Neşeli bir zihin iyileştirir, bazen hastalığı baştan bile engeller. Egzersizle, dengeli beslenmeyle ve sevdiklerinle geçirdiğin zamanlarla ömrüne kalite katarsın.
Gerçek Dostluk, Gerçek İnanç
Lin Yutang’ın altını çizdiği bir başka gerçek daha var: Dış görünüş, zenginlik, statü… Hepsi zamanla silikleşir. Mükemmel insanı aramak boşunadır. Seni olduğun gibi kabul eden birini bulmak, en büyük armağandır. Onu bulamıyorsan, yalnızlığını sevmeyi öğren. Çünkü kötü bir dostluk, yalnızlıktan daha yıpratıcıdır.
Tanrı’ya nasıl inanıyorsan, öyle devam et. Ama inancını bir korku değil, bir şükür ve sevgi üzerine inşa et. Çünkü hayatın sonunda hesap değil, huzur aranır. Sevdiklerini sev. Onlara zaman ayır. Seni anlayan, hatırlayan, sana değer veren dostlukları kaybetme. Çünkü onlar bu hayatın tadı, rengi, anlamıdır.
Ve Unutma:
“Çatısını kaybeden biri yıldızları kazanır.”
Kaybettiğini düşündüğün şeyler, belki de daha derin bir kazancın başlangıcıdır.
Hayat bir kez yaşanır. Ertelemeye değmez. Bu dünya, keşfedilmeyi bekleyen bir mucize gibi önümüzde duruyor. Tadını çıkar. Sev. Şükret. Ve yaşa…
Mehmet AÇIK
Köşe Yazarı