Ekonomi Servis Müdürü Erhan Arslan yazdı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2025 yılı sonu itibariyle kişi başına düşen milli gelirin 17 bin doları aşmasını beklediklerini açıkladı. Bu açıklama, Türkiye’nin ekonomik hedefleri ve büyüme stratejisine ilişkin önemli bir işaret niteliğinde. 17 bin dolar, yalnızca bir rakam değil; aynı zamanda ülkenin üretim kapasitesini, ihracat potansiyelini ve teknoloji geliştirme iradesini ölçen bir gösterge.
Cumhurbaşkanı, ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği için birkaç kritik alanı vurguladı. Öncelikle üretim kapasitesinin artırılması, yüksek katma değerli ürünlerin ihracatının teşvik edilmesi ve yerli teknolojilerin geliştirilmesi Türkiye’nin öncelikli hedefleri arasında. Bu adımlar, hem ekonomik büyümeyi hem de vatandaşın refah seviyesini doğrudan etkiliyor.
Büyümenin halkın yaşamına yansıması da kritik bir konu. İşsizliğin azaltılması, genç iş gücünün ekonomiye kazandırılması, sosyal güvenlik sistemlerinin güçlendirilmesi ve yaşam standartlarının yükseltilmesi, milli gelir hedeflerinin tamamlayıcı unsurları olarak öne çıkıyor. Erdoğan, ekonomik rakamların sadece istatistik olmadığını; halkın refahını ve ülkenin geleceğe bakışını doğrudan etkileyen bir göstergesi olduğunu vurguladı.
17 bin dolar hedefi aynı zamanda Türkiye’nin 2023 sonrası ekonomik toparlanma sürecindeki başarısını ölçen önemli bir referans noktası. Elbette küresel ekonomik dalgalanmalar, döviz kuru ve enflasyon gibi faktörler hedefi etkileyebilir. Ancak niyet ve plan net: Türkiye kendi potansiyelini ortaya koymak ve sürdürülebilir büyümeyi yakalamak istiyor.
Ekonomistler, bu hedefin gerçekleşmesinin yalnızca rakamları artırmakla sınırlı kalmayacağını, aynı zamanda üretim, istihdam ve sosyal refah alanında da somut etkiler yaratacağını belirtiyor. 2025 yılı sonuna kadar atılacak adımlar, Türkiye’nin ekonomik hafızasına kalıcı bir iz bırakacak gibi görünüyor ve ülkenin uzun vadeli stratejik hedeflerinin şekillenmesinde belirleyici olacak.