PKK’nın Feshi ve Türkiye İçin Tarihî Bir Fırsat
Fatih Küpeli – GHA Köşe Yazısı
Türkiye, uzun yıllardır terör belasıyla mücadele ediyor.
Şimdi ise, çok önemli ve belki de tarihin sunduğu nadir fırsatlardan biriyle karşı karşıyayız: PKK’nın kendini feshetmesi ve silahlı mücadeleye son vermesi.
25 Şubat’ta Abdullah Öcalan tarafından yapılan çağrı ile, PKK’nın ön koşulsuz bir şekilde kendisini feshetmesi ve tüm silahlı unsurlarının Türkiye Cumhuriyeti Devleti çatısı altında yer alması talep edildi.
Bu çağrı, her açıdan dikkatle değerlendirilmesi gereken bir dönüm noktasıdır.
Milletleşme Süreci ve Emperyalizmin Tuzakları
Öncelikle bir gerçeği açıkça ifade etmek gerekir:
Türk Milleti’nin Kürtlerle hiçbir zaman bir meselesi olmamıştır.
Yüzlerce yıllık ortak tarihimiz, birlikte kurduğumuz devletler, birlikte kazandığımız zaferler bunun en açık göstergesidir.
Ancak son 150 yılda, emperyalist güçler bölgemizi karıştırmak için özellikle Kürt halkını kışkırtarak kargaşa yaratmışlardır.
Bu kargaşanın hedefi, sadece Türkiye’yi değil, bölgede bağımsızlık arayan tüm milletleri parçalamak ve emperyalizmin güdümüne sokmaktı.
Atatürk’ün, “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir” sözü, bu oyunları bozacak milli birlik vizyonunun temel taşıdır.
Tarihî Arka Plan: ABD ve İsrail’in Rolü
Kurtuluş Savaşı sonrası bölgede örnek teşkil eden Türkiye Cumhuriyeti, emperyalistlerin gözünde sürekli bir tehdit unsuru olmuştur.
Özellikle Atatürk’ün ölümünden sonra ABD’nin etkisiyle, Kürt kartı yeniden sahaya sürülmüş, PKK gibi örgütler kurdurularak Türkiye’nin iç dengeleri sarsılmaya çalışılmıştır.
1970’lerden itibaren ABD’nin desteğiyle büyütülen PKK, sadece Türkiye’yi değil, dört ülkeyi (Türkiye, Irak, İran, Suriye) parçalama planlarının bir parçası olmuştur.
BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) kapsamında bu bölgeyi küçük, zayıf ve yönetilebilir devletçiklere bölme planları devreye alınmıştır.
PKK’nın yıllarca süren terörü, binlerce şehidimizin hayatına mal olmuş, milyarlarca dolarlık ekonomik kayıplara yol açmıştır.
Ancak 24 Temmuz 2014’te başlatılan kapsamlı terörle mücadele stratejisi, PKK’ya çok ağır darbeler indirmiş ve örgütün çözülme sürecini hızlandırmıştır.
Bugün Geldiğimiz Nokta: Tarihî Bir Fırsat
Bugün, emperyalizmin oyunları boşa çıkarılabilecek bir noktadayız.
Öcalan’ın çağrısıyla PKK’nın feshedilmesi, hem iç barışı güçlendirecek hem de Türkiye’yi bölgesinde daha güçlü ve birleşik bir güç haline getirecektir.
Bu çağrıda özerklik, federasyon, ayrı bayrak, ayrı devlet gibi talepler yer almamaktadır.
Açıkça Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında, Türk Milleti’nin bir parçası olma iradesi ifade edilmektedir.
Olası Riskler ve Tehditler
• ABD ve İsrail destekli direnişler: Süreci sabote etme girişimleri kaçınılmaz.
• İçeride siyasi ayağı olan yapıların direnci: HDP, DEM gibi partilerde direnç bekleniyor.
• Kamuoyunda fitne çabaları: Süreci kötü göstermek isteyen medya ve gruplar olabilir.
Ancak milletimizin sağduyusu ve devletimizin kararlılığı ile bu badireler de aşılacaktır.
Türkiye İçin Yeni Bir Dönem Başlıyor
Bu süreç başarıyla yönetilirse:
• Türkiye’nin iç barışı kalıcı hale gelir.
• Bölgedeki liderlik iddiamız güçlenir.
• Emperyalist projeler ağır bir darbe alır.
• Türk-Kürt kardeşliği bütün dünyaya örnek olur.
Öne Çıkan Mesajlar
• Türk Milleti’nin Kürtlerle sorunu yoktur.
• PKK’nın kendi kararıyla feshi büyük bir şanstır.
• Atatürk’ün milletleşme hedefi tamamlanmalıdır.
• ABD ve İsrail’in bölge planları çökmelidir.
• Barış ve kardeşlik yolu güçlendirilmelidir.
TARİHTEN NOTLAR
Seyyid Rıza İsyanı (1937-1938)
Dersim’de başlayan bu isyan, Atatürk döneminin en kritik iç güvenlik meselelerinden biridir. İsyan, bölgedeki dış destekli ayrılıkçı hareketlerin bir uzantısı olarak ortaya çıkmış ve Cumhuriyet’in otoritesine doğrudan meydan okumuştur.
12 Mart Muhtırası ve PKK’nın Doğuşu
1971 yılında ordu tarafından verilen muhtıra sonrası, siyasal boşluk ve istikrarsızlık ortamı oluşmuş, bu da PKK gibi ayrılıkçı örgütlerin doğmasına zemin hazırlamıştır. Özellikle 1978’de kurulan PKK, doğrudan ABD destekli bir proje olarak Türkiye’nin iç yapısını zayıflatmayı hedeflemiştir.
24 Temmuz 2014: Teröre Karşı Yeni Dönem
Bu tarihte TSK’nın kapsamlı operasyon süreci başlamış, terörle mücadelede çok daha etkin, sonuç alıcı bir dönem açılmıştır. Bugün gelinen noktada PKK’nın sahadaki etkinliği büyük oranda kırılmıştır.
Son Söz:
Bu tarihi fırsatı kaçırmamalıyız!
Türk Milleti sağduyu, sabır ve kararlılıkla kardeşliği, birlikteliği ve milli bütünlüğü sağlamlaştırmalıdır.
Atatürk’ün gösterdiği hedef:
“Millet olmanın tüm gereklerini yerine getirmiş, bağımsız ve güçlü bir Türkiye!”
Bize düşen, bu hedefe yürümek.
Saygılarımla,
Fatih Küpeli
Uluslararası Turan Kızılelma Teşkilatı Genel Başkan Yardımcısı
GHA – Güncel Haber Ajansı Köşe Yazısı