featured
  1. Haberler
  2. Köşe Yazıları
  3. Savcı Neden Öldürüldü?

Savcı Neden Öldürüldü?

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Mehmet Açık

Türkiye’de zaman zaman öyle cinayetler yaşanır ki, olayın kendisi kadar arka planı da kamuoyunu sarsar. Savcı Ercan Kayhan’ın öldürülmesi de tam olarak böyle bir vaka. Bir yargı mensubunun, üstelik görevdeki bir savcının silahlı saldırıyla hayatını kaybetmesi, sıradan bir asayiş olayı olarak görülemez.

Olayın üzerinden günler geçti, soruşturma sürüyor. Ama hâlâ çok temel sorular cevapsız. Failin geçmişi, mekânın gerçek sahipliği, husumetin kaynağı, yargı mensuplarının ticari faaliyetlerle ilişkisi… Her biri ayrı bir düğüm.

Restoranın Mülkiyeti Karmaşası

Olayın yaşandığı restoran hakkında çelişkili bilgiler var. Başsavcılık bilgilendirmesinde mekânın ruhsat sahibinin “Bilal” isimli bir şahıs olduğu belirtiliyor. Ancak bu bilgi kamuoyuna açık şekilde paylaşılmadı. Buna rağmen bazı medya organları restoranın doğrudan Savcı Kayhan’a ait olduğunu iddia etti. Bu iddialar, sadece cinayetin arka planına değil, yargı mensuplarının ticari faaliyet yürütme sınırlarına dair tartışmaları da alevlendirdi.

Yargı etiği gereği, bir hâkim ya da savcının ticari işletme sahibi olması mümkün değil. Ancak pratikte, yakın akrabalar ya da üçüncü kişiler üzerinden bu tür ilişkilerin kurulabildiği biliniyor. Kayhan’ın adı bu iddialarla anılınca, gözler doğal olarak “şeffaflık” meselesine çevrildi.

Husumetin Kaynağı: Uyuşturucu ve İşten Çıkarma İddiası

Şüpheli G.’nin geçmişine bakıldığında, sabıka kaydının kabarık olduğu ve uyuşturucu bağımlısı olduğu yönünde bilgiler öne çıkıyor. İddiaya göre Kayhan, bu gerekçeyle G.’yi işten çıkardı. Aralarındaki husumet de böyle başladı. Ancak bu iddia resmi makamlarca doğrulanmadı.

Burada kritik soru şu: Sadece bir işten çıkarma meselesi, böylesine ağır bir cinayete varacak boyutta bir nefret doğurabilir mi? Yoksa bu olayın görünenden daha karmaşık bir boyutu mu var?

Yargı Mensuplarının Ticaretle İmtihanı

Türkiye’de yargı bağımsızlığı kadar yargı mensuplarının tarafsızlığı da sık sık tartışma konusu olur. Bir savcının adının ticari bir işletmeyle anılması bile başlı başına sorunlu bir tabloyu işaret eder. Yargı mensupları sadece kararlarıyla değil, aynı zamanda hayat tarzlarıyla da topluma güven vermek zorundadır.

Bu olay, “yargı erkinin temsilcisi olan bir kişinin ticari bağlantıları hangi noktada kamu vicdanında soru işareti yaratır?” sorusunu yeniden gündeme taşıdı. Eğer gerçekten bir restoran ilişkisi söz konusuysa, bu durumun sadece bireysel bir mesele değil, kurumsal itibar meselesi olduğu açıktır.

Karanlıkta Kalan Sorular

• Failin sabıkası bu kadar açıkken, Kayhan ile yolları nasıl kesişti?

• Restoranın gerçek sahibi kim? Kayhan’ın bu işletmeyle ilişkisi neydi?

• Husumet iddiası sadece işten çıkarmaya mı dayanıyor, yoksa daha derin bağlantılar mı var?

• Yargı mensuplarının ticari faaliyet yürütmesinin yasal sınırları neden net şekilde tartışılmıyor?

Bu sorulara net yanıt verilmedikçe, cinayet sadece adli bir vaka olarak kalmayacak; aynı zamanda toplumda “adalete güven” duygusunu zedeleyecek.

Sadece Bir Cinayet mi?

Savcı Kayhan cinayeti, elbette ki trajik bir bireysel kayıptır. Ama ötesinde, Türkiye’de yargı mensuplarının hayat tarzı, etik sınırları ve şeffaflığı konusundaki tartışmaları yeniden alevlendiren bir dönemeçtir.

Bugün kamuoyu “bir savcı neden öldürüldü?” sorusunu soruyor. Ama belki de asıl soru şudur: “Bu cinayet, adalet sistemimizin hangi zafiyetlerini ortaya koydu?”

Eğer yanıtlar şeffaflıkla verilmezse, bu cinayet yalnızca bir savcıyı değil, toplumun adalet duygusunu da derinden yaralayacaktır.

1
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Savcı Neden Öldürüldü?
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Güncel Haber Ajans ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin