GHA Ekonomi Servis Müdürü Erhan Arslan yazdı
Dünyanın en büyük başarı hikâyeleri çoğu zaman sessizce başlar… Bir Anadolu köyünde sütçülük yapan bir ailenin oğlu olarak doğarsınız, hayallerinizde ise çok daha büyük bir dünya vardır. İşte Hamdi Ulukaya’nın hikâyesi tam olarak böyle başladı. Erzincan’ın İliç ilçesinden çıkıp, ABD’nin en çok satan yoğurt markasını kurmak, yalnızca girişimcilik değil; inanç, cesaret ve kararlılığın da simgesi oldu.
2005 yılında iflasın eşiğinde olan eski bir yoğurt fabrikasını satın alan Ulukaya, kimsenin cesaret edemediği bir işe kalkıştı. O dönemde Amerika’da yoğurt pazarı, şekerli ve katkılı ürünlerle doluydu. Hamdi Ulukaya ise “gerçek yoğurdu” ABD’liye tanıtmak istiyordu. Geleneksel Türk yoğurdunu modern üretim teknikleriyle harmanladı ve Chobani markasını yarattı.
Sonrası mı? Birkaç yıl içinde Chobani, ABD’nin en çok satan yoğurt markası oldu. Bugün marka sadece yoğurt değil; süt ürünleri, bitki bazlı içecekler ve atıştırmalık ürünler üretiyor. Ulukaya’nın kişisel serveti ise 2,3 milyar dolara ulaştı.
Ama bu hikâye sadece parayla ölçülebilecek bir başarı değil… Hamdi Ulukaya, Chobani fabrikalarında çalışanların yüzde 30’undan fazlasını mülteci ve göçmenlerden oluşturuyor. 2016’da kurduğu “Tent Partnership for Refugees” ile dünya genelinde mültecilere iş imkânı sağlayan projelere öncülük ediyor. ABD’deki bazı aşırı sağ grupların hedefi haline gelse de, o hep aynı şeyi söyledi:
“Mülteciler yük değil, fırsattır.”
Ulukaya’nın iş dünyasına bakışı, klasik patron anlayışından çok uzak. Ona göre başarı, yalnızca şirket bilançolarında değil, insanların hayatına dokunabilmekte saklı:
“İyi bir iş insanı olmak için önce iyi bir insan olmak gerekir.”
Çalışanlarına yüzde 10 hisse veren ve karını paylaşan Hamdi Ulukaya, bu kararını şu sözlerle özetliyor:
“Birlikte çalıştığımız insanlar sadece çalışanımız değil, hayatımızın bir parçası. Onlar kazanınca biz de kazanırız.”
Hamdi Ulukaya, bugün iş dünyasında sosyal sorumluluğu merkeze koyan bir anlayışın öncüsü. Onun hikâyesi, yalnızca genç girişimcilere değil, tüm iş dünyasına ders niteliğinde:
Cesaret edin, hayal edin ve asla sadece kendiniz için çalışmayın…