“Zamanın ruhuna değil, hakikatin çağrısına kulak ver.”
(Mehmet Açık)
Bu Çağa Ayak Uydurmak Zorunda Mıyım?
“Çağımıza uymak zorundayız” palavrasına hiç mi hiç inanmıyorum.
Eğer yaşadığım çağın en yüce ideali köşeyi dönmek olmuşsa,
eğer yaşadığım çağ toplumsal adaletsizlik üzerine kurulmuşsa,
eğer yaşadığım çağa bayağılık, çirkinlik ve sığlık egemen olmuşsa,
ben bu çağa neden ayak uydurmak zorunda kalayım?
İnsanların kişisel hırslarına kutsiyet atfettiği, paranın her şeyin ölçüsü kabul edildiği bir çağda yaşamak, başlı başına bir yabancılaşma duygusu doğuruyor. Oysa insan, sırf yaşadığı zamanın heveslerine ayak uyduracak diye kendi vicdanından, ahlakından ve değerlerinden vazgeçmek zorunda mıdır?
Ben inanmıyorum.
İnandığım şey, insanın zamanın modasına değil, ebedi değerlere bağlı olması gerektiğidir.
Hakikat değişmez, dürüstlük modası geçmez, erdem zamana yenilmez.
Çağın rüzgarına kapılmak kolaydır. Akıntıya karşı yüzmekse zordur.
Çünkü her yerde, her köşe başında “rahatına bak”, “sisteme uy”, “fazla sorgulama” diyen sesler yankılanıyor.
Oysa ben diyorum ki; bazen rahatına bakmamak gerekir, bazen sorgulamak gerekir, bazen sisteme uymamak gerekir.
Çağın sunduğu sahte konforun arkasında, kim bilir kaç yıkılmış hayat, kaç yok edilmiş umut, kaç satılmış hayal gizlidir? Bizden istenen sadece konfora, gösterişe, şöhrete, alkışa tapmamız.
İnsan olmanın yükünü, sorumluluğunu, vicdanını unutalım istiyorlar.
Ben bu çağda, insan kalmayı seçiyorum.
Ne pahasına olursa olsun…
Ben bu çağda, insanın insanı ezmediği, paranın insan onurundan üstün tutulmadığı, gerçeğin eğilip bükülmediği bir dünya düşlüyorum.
Ve biliyorum ki bu düş, bu kirli rüzgârda savrulanlardan değil, direnip ayakta kalanlardan yükselecek.
Ayak uydurmak için değil, yön vermek için yaşamalı insan.
Modaya değil, hakikate sadık kalmalı.
Sürüye katılmak yerine, yalnız da kalsa kendi izini sürmeli.
Evet, çağımıza uymak zorunda değilim.
Evet, çağın dayatmalarını kabul etmek zorunda değilim.
Evet, değişmek değil, değiştirmek için buradayım!
Ve biliyorum ki; tarihte iz bırakanlar, çağın kurallarına boyun eğenler değil, kendi inandıkları değerler uğruna mücadele edenlerdir.
Ve unutmayın:
Çağa ayak uyduranlar değil, çağın ötesine geçenler tarih yazar.