Yazan: Mehmet Açık
Toplumda sıkça duyulan bir söz vardır:
“Siyaset konuşmak dostlukları bozar.”
Bu söz, ilk bakışta doğru gibi görünür; zira birçok dostluk, bir seçim dönemi ya da siyasi tartışma sırasında bozulmuştur.
Ancak bu cümlenin gerçek payı, siyasetin kendisinde değil; siyaseti konuşan insanların seviyesinde gizlidir.
Eğer karşınızdaki insanın düşünce düzeyi yüksekse, siyaset üzerine yapılan her sohbet, size yeni bir bakış açısı kazandırır. Ufkunuz genişler, farklı fikirlerin çarpışmasından öğrenme doğar. Bu durumda siyaset konuşmak bir çatışma değil, bir gelişim vesilesidir.
Ama önyargının, hakaretin ve fanatizmin hakim olduğu bir ortamda siyaset konuşmak elbette dostlukları zedeler. Çünkü o noktada artık fikirler değil, egolar konuşur.
Ve ego konuşmaya başladığında, dostluk susar.
Kısacası; dostlukları bozan siyaset değil, siyaseti yapanın seviyesidir.
Unutmamak gerekir ki seviye, insanın karakterinden doğar.
Siyaset yapmak isteyenin önce nezaketi öğrenmesi gerekir.
Çünkü nezaket, siyasetin omurgasıdır.
Nezaketin olmadığı yerde fikir değil, bağırış vardır.
Tartışma değil, kavga vardır.
Sokak ağzıyla siyaset yapanların hâkim olduğu bir toplumda, fikir üretimi yerini öfkeye, düşünce üretimi ise kör fanatizme bırakır.
Sonuçta siyaset değil; nezaketsizlik dostlukları bozar.
Ve unutmayalım:
Seviye yükseldikçe tartışmalar zenginleşir,
dostluklar derinleşir.
Saygı ve sevgilerimle,
Mehmet Açık