featured
  1. Haberler
  2. Köşe Yazıları
  3. Cevriye’nin Kalp Kırıklığı ve Nazım Hikmet’le Yarım Kalan Bir Aşk

Cevriye’nin Kalp Kırıklığı ve Nazım Hikmet’le Yarım Kalan Bir Aşk

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Halkın Sesi 

Cevriye bir hayat kadınıydı.

Hayatın ona sunduğu tek seçenek, her gün bir ya da birkaç adamla birlikte olarak yaşamını sürdürmek olmuştu.

Ve yine böyle bir gecede, birlikte olduğu adam tarafından acımasızca dövülerek gecenin bir yarısında sokak ortasına atıldı.

Baygın hâlde kaldırımda yatarken, bir adam onu fark etti.

Tanımadığı bu adam, Cevriye’yi kucağına aldı ve küçük, sade bekar evine götürdü.

O tek odalı evde; bir yatak, bir masa, bir sandalye, birkaç kitap ve eski bir daktilo vardı.

Adam, Cevriye’yi kendi yatağına yatırdı, kendisi masada uyukladı.

Sabah olduğunda çorba pişirdi, eczaneden merhem ve ilaç aldı.

Cevriye’yi incitmeden, ürkütmeden iyileştirmeye çalıştı.

Cevriye, yaşamı boyunca pek çok erkek tanımıştı.

Ne babası, ne kardeşleri, ne de müşterileri ona böyle nazik, böylesine şefkatli davranmamıştı.

İlk kez bir erkeğin varlığına ihtiyaç duyduğunu hissetti.

Günler geçti.

Adam yemek pişirdi, yaralarına merhem sürdü, acılarını dindirdi.

Ve bir gün, adam dışarıdayken Cevriye, odada gezinirken masasının üzerindeki kitaplara ve daktilo ile yazılmış kağıtlara göz attı.

Okudukça büyülendi.

Bu adam, tanıdığı herkesten farklıydı: duygulu, derin, yüce bir ruha sahipti.

İçinde bir şeyler değişmeye başladı.

Cevriye, kendi kendine, “Ben bu adama âşık mı oluyorum?” diye sordu.

Ama bir yandan da korkuyordu: “O beni sever mi ki?”

O gün akşam olmak üzereydi, adam hâlâ dönmemişti.

Cevriye sabırsızlık ve endişe içinde beklerken kapı açıldı.

Adam telaşla içeri girdi, valizini çıkardı, eşyalarını toplamaya başladı.

Şaşkınlıkla sordu Cevriye:

– Nereye gidiyorsun?

Adam sadece şunu söyledi:

– Çok uzaklara… Belki bir daha görüşemeyiz.

– Ya ben? dedi Cevriye, çaresizce.

– Bir aylık kira ödedim. İstersen kalabilirsin, dedi adam.

Kısacık bir veda.

– Hoşça kal küçük kız, kendine iyi bak, dedi ve arkasına bakmadan çıktı.

Cevriye pencereden baktı; adam sokağın köşesinde kaybolduğunda, dünyası da kararmıştı.

İlk kez bir adamın gidişiyle böylesine eksilmişti.

Geceyi ağlayarak geçirdi.

Sabah olduğunda, iyileşmiş bedenini ama kırık kalbini toparladı ve yine İstanbul sokaklarına döndü.

Tarlabaşın’dan Taksim’e doğru yürürken Emek Sineması’nın yanındaki kitapçının önünden geçti.

Gazete stantlarında bir manşet çarptı gözüne:

“VATAN HAİNİ NAZIM HİKMET RUSYA’YA FİRAR ETTİ”

Ve tam sayfa bir fotoğraf…

O adamdı.

Olduğu yere çöktü.

Bir şey söyleyemedi.

Sadece sustu.

Yüreğinde tarifsiz bir boşluk, aklında asla unutamayacağı bir adam ve dudaklarında sessiz bir isyanla…

Bazı aşklar, hiç söylenmeden yaşanır.

Bazı vedalar, bir ömür boyu dinmez.

(GHA) Halkın Sesi

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Cevriye’nin Kalp Kırıklığı ve Nazım Hikmet’le Yarım Kalan Bir Aşk
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Güncel Haber Ajans ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin