Mehmet Açık
Benim için bir insanın hangi fikre hizmet ettiğinden ziyade, kendi fikrinde nasıl durduğu önemlidir.
Çünkü fikir, rüzgârın yönüne göre sallanan bir yaprak değildir. Fikir, insanın omurgasıdır. Omurgasız insan her yere kıvrılır, her sofraya oturur, her kapıya eğilir. Ama omurgalı insanın yeri bellidir, yönü bellidir.
Ben düşmanı da severim. Ama mert olanını. Çünkü mert düşman, size karşı dururken bile dürüsttür. Ne düşündüğünü bilirsiniz. Oysa kaypak dost her gün başka yüz takar. Bir gün yanınızda görünür, ertesi gün arkanızdan kuyu kazar. Onun dostluğu da, düşmanlığı da güvensizdir.
Bugün toplumun en büyük derdi de bu değil mi?
Bir bakıyorsunuz siyaset sahnesinde dün söylediğini bugün inkâr edenler var.
Bir gün “bu milletin yanındayım” deyip ertesi gün kendi çıkarının yanında duranlar…
Koltuk için fikrini satanlar, menfaat için rengini değiştirenler…
Medya dünyasında da aynı tablo: Düne kadar eleştirdiği iktidarın sofrasında bugün en ön sırada oturan kalemler… Dün özgürlük nutukları atıp bugün sus pus olanlar… “Fikir insanı” diye ortada dolaşan ama aslında “rüzgâr insanı” olan tipler…
İş dünyasında da öyle: Güçlü olanın yanında eğilen, değişen dengelere göre konumlanan, “duruş” yerine çıkarını düşünen karakterler…
Oysa benim aradığım, sevdiğim, saygı duyduğum insan tipi çok net: Yanlış bile yapsa duruşu olan insan. Çünkü yanlış bir fikre sabitlenmiş olsa bile, o sabitlik bize güven verir. Ne zaman ne diyeceğini bilirsiniz. Sözü vardır, ağırlığı vardır.
Kaypakların sözü havadadır. Dün yere göğe sığdıramadığını bugün yerin dibine sokar. Dün “dava” dediğine bugün “ihanet” der. Bu yüzden onların ne sözüne itibar edilir, ne dostluğuna güvenilir, ne de düşmanlığına değer verilir.
Toplumların çürüyüşü de böyle başlar: Duruşsuzluk yayılır. Herkes çıkarına göre yön değiştirir. O zaman adalet kalmaz, güven kalmaz, vicdan kalmaz.
Bugün Türkiye’nin en büyük ihtiyacı ne ekonomik reform, ne siyasi değişim, ne de yeni sistemdir. Asıl ihtiyaç duruş sahibi insanlardır.
• Omurgalı siyasetçi.
• Kalemini satmayan gazeteci.
• Çıkarı için kıvırmayan iş insanı.
• İnanmadığı sözü söylemeyen aydın.
• Ve her şeyden önce, fikrinde sabit duran sade vatandaş.
Benim dünyamda “duruş” bir insanın şerefidir.
Onu kaybeden, her şeyini kaybetmiştir.
O yüzden ben, duruşu olan adamları severim. Siz de sevin. Çünkü duruşsuz dost, en tehlikeli düşmandır.