Mehmet Açık
Bir ülkenin geleceğini belirleyen yalnızca fabrikaları, yolları, teknolojisi değildir. Evet, bunlar bir medeniyetin gelişimi için gereklidir; fakat bir ülkenin gerçek temeli, insanının ruhunu besleyen sanat ve yaratıcılıktır.
Yaratıcılık, yalnızca ressamların, şairlerin, müzisyenlerin tekelinde olan bir yetenek değildir. Hepimizin içinde, doğru zamanda filizlenmeyi bekleyen bir potansiyel vardır. Bazen bu potansiyel bir çocuğun resim defterinde, bazen bir gencin gitar tınısında, bazen de bir annenin kendi elleriyle ürettiği küçük bir sanatta açığa çıkar.
Tarih boyunca sanat, toplumsal hafızanın taşıyıcısı olmuştur. Picasso’nun Guernica’sı, savaşın kanlı yüzünü dünyaya haykırmış; Nazım Hikmet’in dizeleri, barış ve özgürlük özlemini milyonların kalbine işlemiştir. Bugün de duvarlardaki grafitiler, bir fotoğraf karesi ya da dijital bir illüstrasyon, toplumsal gerçekleri gözler önüne sermeye devam ediyor.
Sanat, bireyi hem özgürleştirir hem de iyileştirir. Yaratıcı süreç, insanın ruhunu arındırır, zihnini açar, hayatı yeniden anlamlandırmasını sağlar. Çocukluktan itibaren sanata temas eden bir insan, hayat boyu bu güçten beslenir.
Bugün ülke olarak ihtiyacımız olan şeylerden biri, belki de en önemlisi, sanata yatırım yapmaktır. Çünkü sanat yalnızca estetik bir uğraş değil; umut üretme, sevgi çoğaltma ve insanı insana yaklaştırma aracıdır.
Sanatla yoğrulmuş bir toplum, krizlerde umudunu kaybetmez, zor günlerde dayanışmayı bilir, güzeli ve doğruyu aramaktan vazgeçmez. İşte bu yüzden diyorum ki:
Bir ülkenin gerçek temeli, sanatın ve yaratıcılığın ışığıyla atılır.
Evet sevgili sanat dostları…
Sanatla kalın, umutla kalın, sevgiyle kalın.
Sevgiyle kalın…
Mehmet Açık