Yazı: Derya Morcalı
Tüm kurum ve kuruluşlarımızda yıllardır gözlemlediğimiz bir gerçek var: liyakatsizlik, torpil ve sahtecilik… Bakanlıklardan müdürlüklere, üniversitelerden sağlık kurumlarına kadar yetkinliği olmayanların yükseldiği, çetelerle desteklenen bir yapı ülkenin damarlarına kadar işlemiş durumda.
Bir işte uzmanlaşma veya hakkı olmadan sahte belgelerle yükselenler, gençliğin hayal kurmasını engelliyor. Tarihi ve kültürel değerleri yok edenler, hastaları ölüme sürükleyenler, organ kaçakçılığı yapanlar, sınavsız ve hakkı olmayan şekilde görev alan rektörler… Bunlar sadece birkaç örnek. Halı yıkamacı psikologdan, baraj yapan sahte mühendis, diplomasına çöken sahte avukata kadar uzayan bir liste ile karşı karşıyayız.
Ülkemiz, ahlak yoksunlarıyla çevrili ve bu kişiler korunan bir sistem içinde yükseliyor. Çeteler bebekleri, çocukları, gençleri, yaşlıları ve tüm canlıları durmaksızın zulme maruz bırakıyor. Rezaletler ve ahlaksızlıklar öylesine normalleşmiş ki artık şaşırmamak neredeyse bir zorunluluk hâline gelmiş.
Ama umut hâlâ var. Kendi emeğiyle yaşamaya çalışanlar, onurlu ve dirençli vatandaşlar bu çürümüşlüğe karşı dimdik duruyor. İşte gerçek değişim bu insanların çabasıyla başlayacak.
Bu ülke, çürümüşlüğün dibini boyayan sistemlerden sıyrıldığında, gerçek liyakat ve ahlakla yeniden inşa edilebilir. Onuruyla, emeğiyle yaşayan herkesin hak ettiği adalet ve saygı bir gün mutlaka tesis edilecek.